UMRANİYE TAYFA
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

UMRANİYE TAYFA

Umraniyede'ki Tek Tayfa Topluluğu
 
AnasayfaSon Yılları Ve Ölümü I_icon_mini_portalGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Son Yılları Ve Ölümü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Orgeneral
Orgeneral
Admin


Mesaj Sayısı : 86
Kayıt tarihi : 30/08/09
Yaş : 31
Nerden : Ümraniye/Armağanevler !

Son Yılları Ve Ölümü Empty
MesajKonu: Son Yılları Ve Ölümü   Son Yılları Ve Ölümü Icon_minitimePtsi Ağus. 31, 2009 11:55 am

ATATÜRK'ÜN SON YILLARI VE
ÖLÜMÜ
******'ün ilk hastalık belirtisi
1937 yılında ortaya çıktı. 1938 yılı başlarında Yalova'da bulunduğu sırada,
ciddî olarak hastalandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç verdi. Fakat tamamen
iyileşmeden Ankara'ya yaptığı yorucu yolculuk, hastalığının artmasına sebep
oldu. Bu tarihlerde Hatay sorununun gündemde olması da onu yormaktaydı. Hasta
olmasına rağmen, Mersin ve Adana'ya geziye çıktı. Kızgın güneş altında askerî
birliklerimizi teftiş edip tatbikat yaptıran ******, çok yorgun düştü. Ülkü
edindiğimillî dava uğruna kendi sağlığını hiçe saydı. Güney seyahati
hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs'ta Ankara'ya döndükten sonra tedavi
ve istirahat için İstanbul'a gitti. Doktorlar tarafından, siroz hastalığı
teşhisi kondu.
Deniz havası iyi geldiği için,
Savarona Yatı'nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla
ilgilenmeye devam etti. İstanbul'a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar
Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938'de Hatay Antlaşması'nın
yürürlüğe girmesi ******'ü çok sevindirip moralini düzeltti. Temmuz sonlarına
kadar Savarona'da kalan ******'ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı'na
nakledildi. Fakat hastalığı durmadan ilerliyordu. O'nun hastalığını duyan Türk
halkı, sağlığıyla ilgili haberleri heyecanla takip ediyor, bütün kalbiyle
iyileşmesini diliyordu. Hastalığının ciddiyetini kavrayarak 5 Eylül 1938'de
vasiyetini yazıp servetinin büyük bir kısmını Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına
bağışladı. Ekim ayı ortalarında durumu düzelir gibi oldu. Fakat, çok arzuladığı
hâlde, Ankara'ya gelip cumhuriyetin on beşinci yıl dönümü törenlerine
katılamadı.
29 Ekim 1938'de kahraman Türk
Ordusu'na yolladığı mesaj, Başbakan Celâl Bayar tarafından okundu. "Zaferleri ve
mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferlerle beraber medeniyet
nurlarını taşıyan kahraman Türk ordusu!" sözü ile Türk Ordusu'nun önemini
belirtmiştir. Yine aynı mesajda "Türk vatanının ve Türk'lük camiasının şan ve
şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan
vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir
inan ve itimadımız vardır" diyerek Türk Ordusu'na olan güvenini
belirtmiştir.
****** 1 Kasım 1938'de Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin açılış töreninde de bulunamadı. Hazırladığı açılış
nutkunu Başbakan Celâl Bayar okudu. ****** bu nutkunda ülkenin imarı, sağlık
hizmetleri ve ekonomi konularındaki faaliyetleri açıkladı. Bundan başka eğitim
ve kültür konularına da temas edip gençliğin millî şuurlu ve modern kültürlü
olarak yetişmesi için İstanbul Üniversitesi'nin geliştirilmesi, Ankara
Üniversitesi'nin tamamlanması ve Van Gölü civarında bir üniversitenin kurulması
için çalışmaların yapıldığını belirtti. Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarının
çalışmalarından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Ayrıca Türk gençliğinin kültürde
olduğu gibi spor sahasında da idealine ulaştırılması için Beden Terbiyesi
Kanunu'nun uygulamaya konulmasından duyduğu memnuniyeti belirtti. ******,
ölümüne kadar memleket meselelerinden bir an olsun uzak kalmamıştı.
******'ün hastalığı tekrar
şiddetlendi. 8 Kasımda sağlığıyla ilgili raporlar yayımlanmaya başlandı. Bütün
memleketi tekrar derin bir üzüntü kapladı. Her Türk'ün kalbi onun kurtulması
dileğiyle çarpıyordu. Ancak, kurtarılması için gösterilen çabalar sonuç vermedi
ve korkulan oldu. Dolmabahçe Sarayı'nda 10 Kasım 1938 sabahı saat dokuzu beş
geçe, insan için değişmez kanun, hükmünü uyguladı. Mustafa Kemal ******
aramızdan ayrıldı. Bu kara haberle, yalnız Türk milleti değil, bütün dünya yasa
büründü. Büyük, küçük bütün devletler onun cenaze töreninde bulunmak üzere
temsilciler göndererek, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusuna karşı duydukları
derin saygıyı belirten mesajlar gönderdiler. 16 Kasım günü ******'ün tabutu,
Dolmabahçe Sarayı'nın büyük tören salonunda katafalka konuldu.
Üç gün üç gece, gözü yaşlı bir
insan seli ulu önderine karşı duyduğu saygı, minnet ve bağlılığını ifade etti.
Cenaze namazı 19 Kasım günü Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından kıldırıldı. On
iki generalin omzunda sarayın dış kapısına çıkarılan tabut, top arabasına
konularak, İstanbul halkının gözyaşları arasında Gülhane Parkı'na götürüldü.
Buradan bir torpido ile Yavuz zırhlısına nakledildi. Büyük Ada açıklarına kadar,
donanmamız ve törene katılmak için gelmiş olan yabancı gemilerin eşlik ettiği
Yavuz zırhlısı cenazeyiİzmit'e getirdi. Burada Yavuz zırhlısından alınan cenaze,
özel bir trene kondu. Atalarına son saygı görevlerini yapmak üzere toplanan
halkın kalbinde derin bir üzüntü bırakarak Ankara'ya getirilmek üzere hareket
edildi.
******'ün vefatı üzerine
cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
bakanlar, Genelkurmay Başkanı, milletvekilleri ile ordu ve devlet ileri
gelenleri tarafından karşılanan cenaze, Türkiye Büyük Mîllet Meclisi önünde
hazırlanan katafalka kondu. Ankara halkı da onun cenazesi önünden saygıyla
geçerek son görevini yaptı. 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, sivil ve askerî
yöneticiler ile yabancı devlet temsilcilerinin hazır bulunduğu ve on binlerce
insanın katıldığı büyük bir tören yapıldı. Daha sonra ******'ün tabutu
katafalkta alınarak. Etnografya Müzesinde hazırlanan geçici kabre kondu. Türk
milleti daha sonra, bu büyük insana lâyık, Ankara Rasattepe'de bir Anıtkabir
yaptırdı. 10 Kasım 1953'te Etnografya Müzesinden alınan ******'ün naaşı
Anıtkabir'e getirildi. Burada yurdun her ilinden getirilmiş olan vatan topraklan
ile hazırlanan ebedî istirahatgâhına yerleştirildi..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.umraniyetayfa.com
 
Son Yılları Ve Ölümü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
UMRANİYE TAYFA :: ****** Köşesi :: ****** Hakkında-
Buraya geçin: